12 Tuz Türü ve Sağlığınız İçin En İyi Tuzu Nasıl Seçersiniz?

Tuz, dünyadaki hemen hemen her insanın beslenmesinde yer alan bir bileşendir.

İster pişirme işlemi sırasında yiyeceklere eklensin, ister yemeklerimizin üzerine baharat olarak serpilsin, ister vücut ovucu olarak kullanılsın ya da gıda maddelerine koruyucu olarak eklensin, günlük hayatımızın her alanında -hem beslenme alışkanlıklarımızda hem de günlük sağlık alışkanlıklarımızda- önemli bir bileşendir.

Ama tuz hakkında gerçekten ne kadar bilginiz var?

Ortalama bir insansanız, muhtemelen masanızdaki veya mutfağınızdaki tuzlukta ne varsa ona uzanmış ve ikinci bir kez düşünmeden kullanmışsınızdır.

Tüm bunları değiştirmenin zamanı geldi! Aşağıda, sizi bugün kullanabileceğiniz çeşitli tuz türleri arasında bir yolculuğa çıkaracak ve aralarındaki farklar çok büyük olmasa da bilinmesi gereken kadar önemli olduklarını göstereceğiz.


Tuz Hakkında Kısa Bir Uyarı

Modern diyet genellikle çok fazla tuz ve sodyum (bir koruyucu) içerir. Sağlıklı olmak için Dünya Sağlık Örgütü [1] tarafından tuz alımının günde yaklaşık 5 gramla sınırlandırılması önerilmektedir. Bu da BÜTÜN BİR GÜN İÇİNDE 1 çay kaşığından biraz daha az tuz demektir.


Söylemesi yapmaktan daha kolay, biliyorum. Ancak daha yüksek inme, yüksek tansiyon ve kalp hastalığı riski dahil olmak üzere aşırı tuz tüketiminin tehlikelerinin farkında olmak sadece ilk adımdır. Daha az tuz ve daha az sodyum açısından zengin malzemelerle yemek pişirerek tuz alımınızı aktif olarak azaltmaya çalışmalısınız.

Ayrıca cilt bakım ürünlerindeki (özellikle peeling peelingleri) tuzun potansiyel olarak zararlı olabileceğini unutmayın. Tuz taneleri çok iridir ve cildinizi olumsuz etkileyebilecek mikro yırtıklar oluşturabilir.

Ancak endişelenmeyin: ölçülü kullanıldığında (hem diyetinizde tuz alımı açısından hem de cilt bakım ürünleriniz aracılığıyla cildinize uygulandığında) endişelenmenize gerek yoktur.


Hakkında Bilmeniz Gereken 12 Tuz Türü

Sofra Tuzu

Sofra tuzu, diğer adıyla "iyotlu tuz", tuzun en yaygın şeklidir.

Tuz yataklarından çıkarılmış, rafine edilmiş ve diğer tüm mineralleri çıkarmak için işlenmiş, ardından iyot eksiklikleriyle mücadele etmek için iyot eklenmiş tuzdur (NIH'ye göre şaşırtıcı derecede yaygındır ).

Sofra tuzunun küçük kristal boyutu ona daha yoğun bir lezzet verir, bu nedenle sofrada yemeğinizin üzerine serpmek (dolayısıyla adı) veya pişirme ve fırınlama sürecinde yemeğinizi baharatlamak için çok yaygın olarak kullanılır.

Bununla birlikte, modern sodyumla ilgili sağlık sorunlarının çoğunun arkasında da bu tuzun olduğuna inanılmaktadır, bu nedenle birçok düşük sodyum savunucusu sofra tuzunuzu daha büyük taneli, daha az güçlü bir tuz formuyla değiştirmenizi önermektedir.

Koşer Tuz

Koşer tuzu da sofra tuzu gibi tuz yataklarından çıkarılır, ancak sofra tuzundan çok daha büyük taneler halinde işlenir. Bu daha büyük taneler koşerleme işlemi için idealdir (tuz kullanılarak etten kanın çıkarılması).

Bununla birlikte, porsiyon başına önemli ölçüde daha az sodyum içerirler - %20 ila %50 daha az.

Koşer kasapların yanı sıra şefler tarafından da yaygın olarak kullanılır, çünkü sofra tuzundan daha temiz bir tada sahiptir ve güçlü bir tuzlu etkisi yoktur.

Himalaya Tuzu

"Himalaya pembe tuzu" olarak da bilinen Himayalan tuzu, hem eşsiz rengi hem de özellikleri sayesinde son yıllarda oldukça popüler hale gelen bir tuz türüdür.

Renk, tuzun içinde bulunan minerallerden kaynaklanan doğal bir oluşumdur. Ancak sofra tuzunun aksine, pembe tuz aynı ölçüde rafine edilmediğinden, bu minerallerin çoğu bozulmadan kalır.

Himayalan pembe tuzu sofra tuzu ile aşağı yukarı aynı sodyum içeriğine sahiptir, ancak iri taneleri göz alıcıdır ve genellikle yemekleri süslemek için kullanılır.

Ayrıca nemlendiriciler, losyonlar ve peelingler dahil olmak üzere cilt bakım ürünlerine popüler bir katkıdır. Pembe tuzun diğer tuzlardan daha etkili olduğuna dair çok az araştırma olmasına rağmen, uzmanlar cildinizi yıkamak veya tedavi etmek için tuz kullanmanın ölü cilt hücrelerini temizleyebileceğine, toksinleri ve kiri azaltabileceğine, cilt yağlarının birikmesini önleyebileceğine ve cildinizi daha parlak ve pürüzsüz bırakabileceğine inanmaktadır.