Zihninizde aynı anda yüzlerce düşüncenin döndüğünü hissederek günden güne dolaşmak hiç de eğlenceli değildir. Kafa karışıklığı, hayal kırıklığı, öfke, olumsuzluk ve korku kesinlikle ruh halinizi bozabilir. Zamanla, tüm bu yoğun enerji sağlığınızı bile etkileyebilir.
Zihniniz istediğinizden daha mı yoğun?
Geceleri daha hızlı uykuya dalmak istiyorsunuz, ancak zihniniz yarıştığı için bu biraz zamanınızı mı alıyor?
Sinir sisteminizi sakinleştiremediğinizi mi hissediyorsunuz?
Bu sorulardan herhangi birine "evet" yanıtını verdiyseniz, yüreğinizi ferah tutun! Zihninizi sakinleştirmek ve harika bir huzur ve sessizliğin tadını çıkarmak için öğrenebileceğiniz şeyler var.
Bilinçli yaşam iyi bir başlangıçtır.
Farkındalıklı Yaşam: Kaos Bazen Netlikten Önce Gelir
Bazen bir atılım ya da yaşamınızın yeni bir dönemini deneyimlemeye tam hazır olduğunuzda, kafa karışıklığı ve kaos ortaya çıkar.
Bunu hiç yaşadınız mı?
Sanki tüm zihinsel dengeler bozulur ve her şeyi kaybedeceğinizi düşünürsünüz. "Bunu hak etmek için ne yaptım?" diye düşünürsünüz.
Ama sonra, kaos başladığı gibi aniden biter. Atlatmışsınızdır ve berraklığın ve huzurun tadını çıkarırsınız. Hayatınıza dönüp bakın ve bu kadar çok şeyi nasıl atlattığınızı düşünün!
Farkındalıklı Yaşam Ne Demektir?
Farkındalıklı yaşam basitçe hayatınızı daha yüksek, daha kasıtlı bir farkındalık durumunda deneyimlemek anlamına gelir. Daha fazla şeye dikkat edersiniz. Duyularınızın, çevrenizin, sözlerinizin, etrafınızdaki insanların vs. farkındasınızdır.
Bu, sakinliğin geldiği yerin bir parçasıdır. Farkındalıkla yaşayarak, dikkatimizi şimdiki ana veririz. Endişelerimizin çoğu, gelecek olanları tahmin etmekten ya da pişmanlık duymaktan, yeniden düşünmekten veya geçmiş olanlar tarafından tetiklenmekten kaynaklanır.
Anksiyete genellikle ne olacağı korkusundan kaynaklanır, ancak elbette bir şeyle nasıl başa çıktığımız veya o şey tekrar ortaya çıkarsa ne yapacağımız konusunda hala endişeleniyoruz.
Stres, endişe ve kaygının üstesinden gelmenin bir parçası da düşüncelerimizi sadece düşünceler olarak görmeyi öğrenmektir. Hepsine, özellikle de olumsuz iç seslere anlam yüklemek zorunda değiliz.
Anı yaşama pratiği yapmak ve yalnızca şu anda olanlara dikkat etmek, endişelerimizin ağırlığından biraz olsun uzaklaşmamızı sağlayabilir.